Andiamo

Söz konusu yeni Baglietto 48, nam-ı diğer Andiamo oldu mu, rotayı üst güverteye çevirmek son derece doğal. 120 metrekarelik güneşlenme güvertesinde, veyahut Francesco Paszkowski’nin deyimiyle “terasta” dikkatleri çeken detay 2.200 litrelik, camla çevrili, bir şelale ile tamamlanan yüzme havuzu. Kapalı devre sistemi sayesinde su, yatın hardtop’ıyla bağlantılı eğimli bir camın üzerinde devirdaim yapıyor. Suyun en tepeye nasıl ulaştığını ve camın üzerinde akışını seyretmek, anlamaya çalışmak harikulade bir zihin egzersizi. Aynı zamanda, paslanmaz çelik tırabzanların ötesindeki denizi seyretmek üzere uzandığınız güneşlenme minderlerinde suyun sesinin rahatlatıcı etkisi yadsınamaz derecede büyük.
Bir bar ile tamamlanan güneşlenme güvertesinin yer değiştirebilir mobilyaları ihtiyaca göre yeniden şekillendirilebiliyor: Bir oyun masası, minderler, oturma alanı, sandalyeler ve yemek masası bu mobilyalar arasında. Konforlu mobilyalar için malzeme seçiminde tik ve çelik tercih edilirken, dış mekan döşemelerinin renginde gri ve beyaz kullanılmış.

Andiamo için sponsor olan Kuzey Amerikalı yat sahipleri Baglietto’nun 2014’te sahibine teslim edilen ve Mr T adını taşıyan 46 metrelik deplasman yatını oldukça beğenmiş. Fakat bu megayat onların ihtiyaçlarına hitap etmediğinden tercihlerini altı kamaralı bir yerleşimi olan yattan yana kullanırlar.
Baglietto’nun tasarım ortağı Paszkowski (1990’lardan bu yana marka ile özdeşleşmiş bir isim), çizim masasının başına geçerek hem tersane hem de yat sahibi ile yakın temas halinde çalışmaya başlar. Amaç ise ana güvertedeki ana kamaraya ek olarak beş adet cömert konuk kamaralarına ev sahipliği edebilecek v 500GT’nin altına kalabilecek bir yat ortaya koymak. Müşterinin uzun dönemli broker’ı, Miamili Fernando Nicholson ile Camper&Nicholsons’ın yeni suya inen projeler departmanı yatın teknik özelliklerini belirler. Nicholson’a göre ayrıntılı tekik bilgi tıpkı insanların iyi genleri gibi bir süperyatı yat yapan niteliklerdir. Bu bileşenin bir diğer önemli parçası da iyi bir takım. Nicholson, Axis Design’ın gemi mühendisi Horacio Bozzo ile işbirliğine giderek Bozzo’yu bu çaba gerektiren projenin bilirkişisi olarak göreve çağırır.

Nihayetinde, yerleşimle ilgili birkaç zekice alınan kararla birlikte, yat sahibinin dilekleri 47,60 metrede hayat buldu. Andiamo projesi Paszkowski’ye tersanenin T-serisi olarak oluşturduğu stili de güncelleme fırsatı verdi. Bir önceki model olan 46 metreden kalanlar -tam deplasman bir gövde, üç güverte, bir beach club ve baş tarafta deniz oyuncakları depo alanı-, beach club’ın baş tarafında yana açılır kapılarla bütünleştirilen ilave tender garajının da dahil olduğu çeşitli yeniliklerle geliştirildi. Nicholson duyguları şu şekilde dile getiriyor: “Bence bu çok seksi bir tekne ve konaklama alanları harikulade.”
Pek çok temel noktaya değindiklerinin altını çizen Paszkowski ise sözlerine şöyle devam ediyor: “şekiller, üst bina, yüzeyler ve dış mekanlar flybridge’e ve havuzluğa yapılan vurguyla öne çıkarıldı. Denizle uyum söz konusu. Yatın iç hacmini artırabilmek adına güverte yapısındaki kıvrımları biraz geliştirdik. Ana güvertenin geniş konfigürasyonu ise yat sahibinin konaklamasını daha konforlu hale getirmeyi amaçlıyor. Süperyatın üstbinasında ise kumanda mahallini yükselttik. Roll-bar da yeniden tasarlandı.”
Yeni bir görünüme kavuşan deplasman yat yine de baştan aşağı Baglietto olmayı, eleganlığı ve modernliği bir araya tutmayı sürdürüyor. Markanın sevenleri İtalya’nın güzel mi güzel Ligurya Körfezi’nde, La Spezia’da yer alan üreticinin bir ürünü olarak bu yatı fark etmekte zorluk yaşamayacaklardır.
Süperyatın sahipleri yatın çelik gövdesinde ve alüminyum üst binasında tamamen beyaz rengini kullanmayı tercih ettiler. Güvertedeki tek renk herhalde siyaha boyalı olan iki radar olsa gerek. Yattaki geniş cam kullanımı ise bu kusursuz beyaz ile tezatlık oluşturuyor. Andiamo’nun Paszkowski ile mimar Margherita Casprini imzalı iç mekanları da zarif bir zıtlık peşinde. Duvarlardaki ışıltılı abanoz ağacı, mat meşe zemin, açık renk döşemeler ve arkası aydınlatmalı oniks mermer, tasarım detayları arasında.
“Doğru seçilmiş mobilyaları tamamlayan birkaç malzeme ve sınırlı sayıdaki renk kullanımı yatın mekanlarındaki yüksek kaliteyi vurgulamaya yöneliktir” diyor Casprini ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Tüm bunlar yat sahibinin sofistike zevklerini yansıtmak için ciddi bir zarafet yakalıyor. Detaylara odaklanırken, özel yapım mobilyalar ile İtalyan tasarım parçalarını bir araya getirdik. Aydınlatmayı ise LED ışıklar ile sağladık.”

Arkası aydınlatmalı şampanya rengi oniks mural önündeki abanoz ve oniks yemek masası gibi pek çok tasarım parçalarının yanında bir de İtalyan markaların özenle seçilen ürünleri bulunuyor. Çalışma odasındaki Flexform imzalı Mood Collection ve Maxalto koltuklar güverteye çağdaş ve rahat bir hava katıyor. Yerleşimde aydınlatmanın da payı büyük. Salondaki Oluca imzalı veya yat sahibinin kamarasındaki Lumis imzalı lambalar mimari niteliklerdeki LED aydınlatmalarla bir araya geldiğinde ev sıcaklığını denize taşıyor.
“Girişteki çelik kenarlıklarla çevrelenen, deri basamaklı ve çelik köşeli spiral merdivenler hem estetik hem de işlevsel öğeler” diyor Paszkowski. Bu merdivenler alt güverteye erişimi sağlıyor. Alt güvertede ise hem bir büyük hem de iki tek kişilik olabilen yatağın yer aldığı üç kamara bulunuyor. Tasarımcılarının tasarımıyla “stilist bir uyum” söz konusu. Konuk kamaralarındaki Calacatta mermer ile ana kamaraki kristale çalan beyaz oniks gibi birbirinni dengeleyen soğuk malzemeler dolaplardaki sıcak süet ve deri detaylar ile koyu renk storlarla denge içerisinde.
Alt güvertedeki beş konuk kamarasının yaratım sürecinde tasarımcılar temizlik gibi mürettebat hizmetlerinin bir kısmını ana güverteye taşımış. Her şeye rağmen bunun iyi bir değişiklik olduğu söylenebilir. Bu alan beyaz tezgah ve Miele paslanmaz çelik beyaz eşyaların yer aldığı kuzine ile geniş yemek servis alanının bitişiğine konumlandırılmış. Ana güvertedeki mürettebat alanlarının büyük bir kısmında pencereler ile buzlu sürgülü camlar kullanılmış. Mürettebat erişim alanı çok detaylı düşünülmüş, pratik ve kolay fark edilmeyen niteliklerde.
Bir hizmet asansörü ile ara güvertedeki bir diğer yemek servisi yapmak mümkün. Buradaki konaklama alanları açılabilir koltuklarıyla keyifli bir sinemaya veya sohbet alanına dönüştürülebiliyor. Cam kapıların dışında 12 konuk kapasiteli cömert bir yemek masası mevcut. Yanı sıra yer alan derin kanepeler dinlenme anlarına hitap ediyor.
Baş tarafta megayatın diğer bölümlerinde olduğu gibi çok derece kullanışlı ve zarif mekanlar karşılıyor. Telemar tarafından tasarlanan cam alanda navigasyon bilgileri dört ekrana paylaşılmış. Koyu renk şeması ve alçaltılmış ön cam, güneş ışıklarının navigasyonu zora düşürmesini engelliyor ki bu detay transatlantik menzili olan bir yat için oldukça uygun.
Ses tasarımı ve mühendislik de firmanın en temel odak noktalarından. Baglietto’nun 2012’de Gavio Group tarafından satın alınmasıyla kardeş firması iş tanımını yeniden oluşturmaya başladı. 2015’teki buluşmalarla endüstriyel deneyimi olan iki mühendis bir araya geldi. CEO koltuğundaki Umberto Tosoni ve genel müdür Michele Gavino’dan söz ediyoruz. Markanın bu kazanımı finansal alandaki stabiliteyi sağlarken, Ar-Ge çalışmalarına ve büyümeye fırsat tanıdı. Böylelikle Baglietto yeni modellerini geliştirme yoluna gitti.
Tersanenin askeri gemilerle başlayan, günlük spor teknelerle devam eden ve nihayetinde performans ve tam deplasman serilerine kadar ulaşan deneyimi bugün, denizseverlere tamamen kişiye özel yatlar armağan ediyor. Markanın 2017 Monaco Yacht Show’da ilan edilen en yeni 70 metrelik modeli, tasarımında Mulder Design imzasını taşıyor. Gavino, Mulder’ın masaya taşıdığı tasarım ve mühendislik kombinasyonundan oldukça memnun. “Ben bir mühendisim. Her zaman her işime ‘en temelden’ başlamayı severim” diyor.
Geçtiğimiz birkaç ayda yeni siparişler de alınmaya başlandı. Andiamo ile birlikte tersane ABD topraklarına tohumlarını atıyor. Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir ilgi görmeye başladı. Aslına bakılırsa, Andiamo’dan daha sağlam bir adım olabilir miydi diye de düşünmüyor değiliz.