Denizin ve rüzgârın peşinde…

“Deniz ve rüzgâr sizi çağırıyor” sloganıyla altı yıldır Çeşme’de yüzlerce yelken tutkununu bir araya getiren Arkas Aegean Link Regatta, uzaktan bakanlar için ufukta rengarenk yelkenlilerin süzüldüğü heyecanlı bir yarıştan ibaret olabilir. Ancak biraz yaklaşınca ortaya çıkan manzara çok daha etkileyici. Zira arka planda sıkı bir ekip çalışması, tutkulu insanlar ve en önemlisi gönülden gelen bir yelken sevgisi var

Yazı Begüm Nalbantlı

• 

Hayatın içinde çeşitli konumlarda bulunan, farklı uğraşıları olan pek çok kişiyle karşılaşırız. Kimisi öne çıkmayı, fark edilir olmayı bir şekilde başarır ve bunun sonucunda bolca alkış toplar. Ama bir de yaptığı işe (her ne olursa olsun) yüreğini, ruhunu koyanlar vardır ki onlar bence bildiğimiz anlamdaki başarı tanımının ötesine geçer. Yaydıkları enerji o kadar kuvvetlidir ki başkalarına da ilham verir hatta harekete geçirirler. Tıpkı Arkas’ın ülkemizde yelken sporunu daha da geliştirmek adına yıllardır tüm benliğiyle, inanarak yaptığı girişimler gibi. 

• 

Yarışların ikinci gününde, yaklaşık 40 tekne yağmur altında taktik savaşları verirken, biz basın ekibi olarak Arkas Çeşme Yelken Gençlik ve Spor Kulübü’nde Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas, Arkas Spor Yelken Şubesi Başkanı Mert Oruz, Arkas Çeşme Yelken Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Tolga Yağlı ve Arkas MAT Sailing Team’in kaptanı Serhat Altay ile buluşuyoruz. Yukarıda yazdıklarımsa onları dinlerken ilk anda hissettiklerim aslında. Çünkü her birinin hem takımlarına hem yelken sporuna olan tutkuları, yüzlerine, gözlerine yansıyor. Sanırım Bernard Arkas’ı ısrarla süreklilik vurgusu yapmaya iten de bu güçlü tutku. Zira bu yıl 26-28 Ağustos’ta, altıncı kez düzenlenen Arkas Aegean Link Regatta, düzenlendiği ilk günden beri hem yurt içi ve yurt dışından yarışçıları hem de yelkene gönül verenleri sarsılmaz bir sevgi bağıyla birleştiriyor. Üstelik araya iki yıllık pandemi sürecinin girmesine rağmen. Bu süreçte aktiviteler dışında yarışların kesintiye uğramadığını özellikle belirtmek lazım. Bernard Arkas’tan alıntılarsak “Dünya durdu ama rüzgâr durmadı.” 

• 

Bilmeyenler içinse söylemekte fayda var. Arkas MAT Sailing Team’deki her yarışçının mesleği yelkencilik. Yani hayatlarını bu şekilde kazanıyorlar. Voleybolda da iddialı olan ve bugüne kadar dikkate değer başarılar kazanan Arkas, yaklaşık on yıl önce yelkende de takımdakilerin geçimlerini, yaptıkları spordan kazanabildikleri kurumsal bir yapı kurdu ki, ben bunu çok kıymetli buluyorum. Ayrıca her fırsatta en büyük hedeflerinin çocuklara, gençlere yelkeni sevdirmek olduğunu üzerine basa basa vurgulayan Bernard Arkas, ekibiyle yıllardır bu söylemlerinin altını dolduran çalışmalar yapıyor. Arkas Çeşme Yelken Kulübü bünyesinde, Avrupa ve Dünya yarışlarında öne çıkmayı başaran, çok yetenekli sporcular yetişiyor. 2018 yılından beri bünyesindeki 12 sporcuyu Milli Takım’a kazandıran, bir Dünya ve bir Avrupa şampiyonu olan kulübün uzun vadeli hedefleri arasında olimpiyat sporcuları yetiştirmek var. Yeri gelmişken, Arkas’ın 2024 Paris Olimpiyatları için Türkiye Yelken Federasyonu’nun ulaştırma ve lojistik sponsoru olduğunu da hatırlatalım. Bernard Arkas uzun zamandır yarışların ilk kez Akdeniz’de yapılacağını, bugüne kadar hep çok uzak noktalarda gerçekleştiği için bizim çocuklarımızın yeteri kadar antrenman yapma şansı yakalayamadığını belirtiyor. Ancak bu kez lojistik ve maliyet olarak diğer takımlar kadar iyi hazırlanmak mümkün. Zira iki sene boyunca sporcular nerede antrenman yapmak istiyorlarsa Arkas, ekipmanı orada hazır edecek ve böylece sporcular yalnızca olimpiyatlara konsantre olabilecek. Kim bilir belki de sonrasında madalyalar gelecek. Bernard Bey “Bizim için önemli olan bu işin parçası olmak” diyor. 

• 

Bu yılki Arkas Aegean Link Regatta’ya dönecek olursak birkaç önemli bilgi verelim. Son dört yıldır Comet A MAT 1180 teknesiyle yarışan takım, yarışlara ilk kez yeni teknesi Blue Moon MAT 1220 ile çıktı. Hızlı ve hafif yarış tekneleri üreten, ülkemizin bu konuda gururu sayılan İzmirli tersane M.A.T.’ın elinden çıkan Blue Moon, yalnızca performansıyla değil yelken tasarımıyla da iddialı. Mitolojiden ilham alan tasarım fikri Bernard Arkas’a ait. İllüstratör Sedat Girgin, airbrush tekniğiyle yapılan uygulamaysa Evrim Duyar imzalı. Bu görselliğin, dikkat çekme açısından performans kadar mühim olduğunu düşünüyor Bernard Arkas. Zira St Tropez, Malta gibi yüzlerce teknenin yarıştığı parkurlarda her açıdan fark edilir olmak önemli. “Tıpkı daha önce Comet A teknemizde olduğu gibi insanların merak edip, nerede, nasıl yaptırdınız diye sormalarını istiyorum ki Türkiye cevabını verebilelim” diyor. Ki MAT 1220, halihazırda Avustralya, Japonya ve İsveç’ten siparişler almış bile. Teknenin ismiyse nadiren rastlanan bir doğa olayına, mavi aya atıfta bulunuyor: Blue Moon. Mistik bir anlam taşımasının yanı sıra şirketin kurumsal rengiyle de uyumlu.

• 

Bernard Arkas’ın önümüzdeki yıllarda düzenlenecek yarışlarda yurt dışı katılımını artırmak için heyecan verici şöyle bir planı da var. Katılımcıların kiralayabilecekleri bir yarış teknesi filosu oluşturmak. Bu hem turizm hem de diğer ülkelerden daha fazla yarışçıyı organizasyona çekmek adına çok etkili bir girişim. Zira Çeşme, rüzgârıyla yelken yarışları için dünyanın en iyi parkurlarından. Anlayacağınız, Arkas’ın hayata geçirmeyi hedeflediği daha epeyce proje var. Umarım sahip oldukları vizyon ve tutku, spora, sanata destek verme konusunda geri planda kalan başka büyük şirketlere de örnek olur. Böylece bu anlamlı zincir giderek uzar. Bizler de karamsar haberlerin arasında boğulmak yerine ufuk açan güzel gelişmeleri duyurabilme şansını daha sık yakalarız. 

• 

•